Stresli bir gün geçirirken ya da üzgün olduğunuzda köpeğinizin davranışlarına hiç dikkat ettiniz mi? Köpeğinizle aranızda bir bağ oluşmuşsa ve onun ruh halini anlayabiliyorsanız, köpeğinizin de sizinle beraber gerilmiş ve kaygılı bigün geçirdiğini gözlemleyebilirsiniz. Yahut tam tersi keyifli ve enerji dolu geçen bir günde dostunuzun da en az sizin kadar keyifli ve etken olduğunu görebilirsiniz. Bazı kişiler bunu bir rastlantı olarak yorumlayabilir; sadece bu bir rastlantı değildir. Köpeğiniz, sizi bir kitap gibi okuyabilir!
Köpek ve insan arasındaki iletişimin %90’ı shususi iletişim haricinde gerçekleşir. Köpekler, birkaç anahtar kelime haricinde söylediğimiz biroldukça kelimeyi anlayamaz; fakat ses tonumuzdan o an endişeli, mutlu veya gergin olduğumuzu çok iyi ayırt edebilirler. Hiç mevzuşmasak bile duruşumuz, yüz ifademiz ve en önemlisi enerjimiz, köpeklerimize o anki ruh halimizi naklen yansıtmaktadır. Basit bir deney meydana getirmeye ne dersiniz? Kaşlarınızı çatın ve ciddi bir tavır ve sert bir ses tonuyla köpeğinizin gaslınün içine bakarak herhangi bir şey söyleyin, göz kırpmayın. Beş dakika sonra aynı sözcüğü tebessüm ederek ve günlük kullandığınız soft ses tonunuzla, gözlerinizi düzgüsel hızda kırpıştırarak söylemiş olduğinizde, sözcüklerin köpeklerle olan iletişimimizde ne kadar az yer kapladığını siz de görebileceksiniz.
Can arkadaşlarımızın, bizleri bu kadar net çözümleyebilmeleri ve idraklarının bu denli gelişmiş olması elbet müthiş bir şey; ancak hislerimizin onlara naklen yansımasının avantajı olmasıyla birlikte dezavantajı da mevcut. Bir köpeğin karakterinin şekillenmesinde, genetiğinin yanı sıra bizim davranışlarımız ve yetiştirme şeklimizin de büyük hisseı vardır. Ve şunu söyleyebilirim ki; davranış problemleri olan köpeklerin birbir çok, sahiplerinin vakalar ve eylemler karşısında yanlış bir tutum sergilemesinden kaynaklı sorunlara haiz oluyor. Çok bayağı bir örnek, yapılan en yaygın hatalardan biri: Yavru köpek ilk aşıları bitip sokağa çıkmaya başladığında sahibi, diğer köpeklerin ona zarar vereceği endişesiyle, her yabancı köpekle karşılaşıldığında panik yapıyor; ya köpeğini gergin bir şekilde hızla oradan uzaklaştırıyor veya farkında olmadan kaygı içinde gerilmiş bir bekleyişe giriyor. Bu sırada köpek, sahibinden şunu öğreniyor “Bir köpekle tanışmak iyi bir şey değil. Haiz gergin, hal böyle olunca ben de gergin olmayalım”. Bu şekilde yetiştirilen bir köpeğin sosyal olma ihtimali neredeyse yoktur. Çünkü büyüme sürecinde çoğu tanışma deneyimi sahibinin tasmasını çekiştirmesiyle ve havada soğuk rüzgarların esmesiyle son bulmuştur. Böyle yetişen bir köpek, hayatının geri kalanını ya öteki köpeklerden kaçarak yaşayacak, ya da korku ve koruma kaynaklı agresyon gösterecektir. Bu ve bunun benzer biçimde sayısız örnekte olduğu gibi bilincinde olarak yahut olmayarak köpeklerimizin davranışlarına hepimiz şekil veriyoruz. Bir ortamda gerildiğimizde onlar da bizimle birlikte geriliyor, mutlu olduğumuzda ve eğlendiğimizde onlar da kendini iyi hissediyor. Eylem tekrarladığında köpeğimizin tepkisi, bizim verdiğimiz tepkinin aynısı oluyor. Bu nedenle sahip kaynaklı davranış problemlerinin çözümünde, öncelikle köpek sahibinin tepkilerini düzeltmesi ve etkisiz bir tutum sergilemesi gerekiyor.
Köpeklerde biroldukça kötü davranış türü korku ve kaygıdan kaynaklıdır. (baytar korkusu, havai fişek korkusu…) Eğer siz köpeğinizi negatif deneyimlere ve negatif hislere maruz bırakmamaya özen gösterir sakin kalırsanız, bu tür davranış problemlerinin gelişme mümkünlığı daha düşük olacaktır. Size tavsiyem; köpeğinizle geçirdiğiniz zamanda, köpeğinizden önce duygularınızı ve davranışlarınızı denetim etmeye çalışın. Böylelikle pek çok olumsuz davranışın gelişmesini önlemiş olacaksınız.